Mamak Evde Masaj Hizmeti

Mamak Evde Masaj

Adam günah çıkarmanın yüz yüze olacağını, üstüne üstlük adını da söylemesi icap Mamak Evde Masaj  ettiğini fark edince biraz şaşırmıştı. Fakat doğruyu söylemek gerekirse Nikolai insanın gerçek ismini söylediğini pek sanmıyordu. Başka bir cemaatten geliyor olabilirdi. Ara sıra da olsa sırlarıyla birlikte buraya gelirlerdi çünkü bu kimsenin birbirini tanımadığı isimsiz bir kiliseydi. Nikolai sık sık Norveç Kilisesi’nin üyelerinin günahlarım çıkarırdı. Eğer bunu istiyorlarsa elbet öyle yapacaktı;

ne de olsa Tanrı’nın merhameti sonsuzdu. Adam boğazını temizledi. Nikolai gözlerini kapattı ve eve gider gitmez vücudunu sıcak bir banyoyla, kulaklarını da Tchaikovsky ile rahatlatma sözü verdi. “Derler ki şehvet – aynen su benzer biçimde – en aşağı seviyeleri bulurmuş, peder. Eğer karakterinde bir açık yahut bir çatlak varsa, şehvet onu bulurmuş.” “hepimiz günahkarız, oğlum. Bana işlediğin günahlardan bahset.” “Tamam. Sevdiğim kadına ihanet ettim. Şehvet düşkünü bir hanımla birlikteydim. Onu sevmediğim şekilde ona dönmeden edemiyordum.” Nikolai esnemesini bastırdı. “Devam et.” “Ben… O bende takıntı halini almıştı.”

Mamak Evde Masaj

“Almıştı, dedin. Bu artık onu görmediğin anlamına mı geliyor?” “Öldüler.” sadece söylediklerinden değil; sesinde Nikolai’yi ürperten başka bir şey vardı. “Öldüler mi?” “Hamileydi. Sanırım.” “Kaybın için üzüldüm, oğlum. Karın da bunu biliyor mu?” “Hiç kimse bir şey bilmiyor.” “nasıl öldü?” “Tam alnından bir mermiyle, peder.” Nikolai Loeb’in teninde biriken ter birden buz kesti. Yutkundu. “Bana söylemek istediğin başka günahların da varım, oğlum?” “Evet. Biri var. Bir polis. Sevmiş olduğim hanımı ona giderken görmüş oldum. Kafamda beliren ilk şey… “ “Evet?” “Günah oldu. Hepsi bu, peder. Şimdi bağışlanma duasını edebilir misiniz?”

Kiliseye bir an için sessizlik çöktü. “Ben…” dedi Nikolai. “Peder, ben gitmek zorundayım. Lütfen.” Nikolai gözlerini kapattı. Sonra dua etmeye başladı ve ‘Baba, Oğul ve kutsal Ruh adına günahlarını bağışlıyorum’ diyene kadar da gözlerini açmadı. Insanın eğik duran başı önünde istavroz çıkarttı. “Teşekkürler, ” diye fısıldadı adam. Döndü ve koşar adım kiliseden uzaklaştı. Nikolai olduğu yerden kıpırdamadı ve hâlâ duvarlardan yankılanan kelimeleri dinledi. Şimdi onu nerede görmüş olduğunü hatırlıyordu. Gamle Aker ayin salonunda. Kırılan Beytlehem Yıldızının yerine yenisini getirmişti. Bir rahip olarak Nikolai ettiği gizlilik yeminine sadıktı ve duyduklarından dolayı bu yeminini bozacak değildi. Ama adamın sesinde bir şeyler vardı ve kafasında beliren şey… Ne demişti? Nikolai camdan dışarı baktı. Bulutlar neredeydi? Hava o denli bunaltıcı bir hal almıştı ki yakında bir şeyler olabilirdi. Yağmur.