Mamak Evde Masaj Hizmeti Ebru
Mamak Evde Masaj
Mamak Evde Masaj Ralph, şimdilik güvende bulunduğunu anladı. Topallaya
topallaya meyve ağaçlarının arasından geçti. Hem bu zavallı
meyveleri yemek istiyor, bununla beraber şöleni düşündükçe acı
çekiyordu. Onlar yarın da şölen yapacaklardı, öbür gün de…
Kendi kendini kandırmak için boşuna uğraştı: bir ihtimal onu
rahat bırakırlardı; onu yasadışı yaşayan biri sayarlardı bir ihtimal.
Fakat sonrasında, mantıkla ilgisi olmayan o uğursuz fikir ağır
bastı. Büyük şeytanminaresinin kırılışı, Domuzcuk ile
Simon’un ölümü, bir sis gibi sarmıştı adayı. Bu yüzü boyalı
vahşiler, daha ileri gideceklerdi. Durmadan daha ileri
gideceklerdi. Kendisiyle Jack arasındaki, o ne olduğu
kim bilir bağı da hesaba katmalıydı. Bu bağ yüzünden, Jack
onu hiçbir vakit kendi haline bırakmayacaktı, hiçbirzaman…
Ralph, üstünde benek benek güneş ışınları, eliyle kaldırdığı
bir dalın altından geçecekken durdu. Tüm bedeni müthiş bir
korkuyla sarsıldı, yüksek sesle bağlarırdı:
“Hayır. Onlar bu kadar kötü olamaz. Bir kazaydı bu.”
Dalın altından geçti, beceriksizce koştu, sonra durup
dinledi. Küçüklerden ikisini gördü. Ne halde bulunduğunu
bilmediği için, ona bakan küçüklerin çığlıklar atıp
kaçmalarına şaştı.
Mamak Evde Masaj
Sonrasında kumsala gitti. Şimdi güneş ışınları, yıkılan barınağın
yanındaki hindistancevizi ağaçlarına yandan vuruyordu.
İskele biçimindeki büyük kaya oradaydı, yüzme havuzu
oradaydı. Yüreğindeki kurşun gibi ağır duyguyu bir yana
itmesi; kabilenin sağduyusuna, gündüzün aklı başında
davranacaklarına güvenmesiydi en yani. Artık kabilenin
karnı doymuştu. Ralph’ın tekrar denemesi gerekiyordu.
Hem tüm gece burada, ıssız büyük kayanın yanında, boş bir
barınakta kalamazdı. Ralph’ın tüyleri diken diken oldu;
akşam güneşinde ürperdi. Ateş yoktu, duman yoktu, kurtuluş
yoktu. Ralph, sırtını kumsala çevirip topallaya topallaya
ormana daldı. Jack’ın yerine doğru yürüdü.
Ufukta alçalan güneş ışınları, dalların arasına savrulan ince
değnekler gibi yok oldu. Sonucunda Ralph, ormanda bir açıklığa
vardı. Burada kayalar, bitkilerin büyümesini engellemişti.
Şimdi gölgelerle dolu bir havuz gibiydi burası. Ralph,
açıklığın ortasına dikilmiş bir şey görünce, fırlayıp bir ağacın
arkasına saklanacaktı az kalsın. Fakat bu beyaz yüzün bir
kemik parçası bulunduğunu, domuzun kafatasının bir değneğin
üstünden ona sırıttığını gördü. Ralph, açıklığın ortasına kadar
yürüdü ağır ağır; gözlerini kafatasına dikti. Büyük
şeytanminaresi iyi mi bembeyaz ışıldıyorsa, bu kafatası da
öylesine bembeyazdı, öylesine ışıldıyordu. Ve sanki
duygusuzca
Son yorumlar